Senedin elden çıkması veya kullanılmayacak hale gelmesi durumunda Türk Ticaret Kanunu (‘’TTK’’) hükümleri uyarınca öncelikle,
– Senedi kaybeden kimsenin, her şeyden önce, bir ‘’ödeme yasağı kararı’’ alması gerekir. Bu tedbir elden çıkmış bulunan kıymetli evrakın üçüncü kişiler tarafından ele geçirilip borçluya ibraz olunarak ifa talebini engellemeye yöneliktir. Bu aşamadan sonra kıymetli evrakın elinde bulunduran kimsenin bilinmesi ve bilinmemesi ihtimallerine göre iki şekilde hareket edilecektir:
1. Kıymetli evrakı elinde bulunduran kişi bilinmekte ise:
Bu durumda kıymetli evrakı elinden çıkmış kimse bu üçüncü şahıs aleyhine ‘’istirdat davası’’ açması gerekecektir.
2. Kıymetli evrakı elinde bulunduran kişi bilinememekte ise:
Kıymetli evrakın kimin elinde bulunduğunun bilinmesi mümkün değilse başka bir ifade ile kimse kıymetli evrakın kendi rızası dışında elinden çıktığı iddiasında ise TTK hükümlerine göre ‘’İptal Davası’’ açılması gerekecektir.
Genel Olarak Konu ile İlgili TTK Hükümleri:
TTK m.651’e göre;
(1) Kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir.
(2) Kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir.
Yukarıda yer verilen madde ışığında iptal şartlarını aşağıdaki şekilde sıralanması mümkündür:
1. Senedin Zıyaı:
Kıymetli evrakın hamilin elinden iradesi dışında çıkmış olduğunu ve kimin elinde bulunduğunun belirlenmesinin mümkün olmadığını ifade etmektedir.
2. Senette saklı olan bir hakkın varlığının devam etmekte bulunması:
Senedin iptaline karar verilebilmesi için, iptal talebinde bulunan davacının senette saklı bir hakkının bulunması gerekir. Örneğin kıymetli evraka karşı ödeme gerçekleştirilirse artık bu kıymetli evraka saklı bir hakkın varlığından söz edilemez. Ancak belirtilmelidir ki kıymetli evrakta saklı olan bu hakkın zamanaşımına uğraması iptal kararı verilmesini engellemeyecektir.
3. Senedin Zıyaı Sırasında veya Senedin Zıyaının Öğrenildiği Sırada Senedin Alacaklısı Sıfatını Taşımak:
Yukarıda yer verilen TTK’ın 651. maddesinin 2. fıkrasında belirtildiği üzere, iptal talebinin senedin zıyaı öğrenildiği esnada senet üzerinde hak sahibi olan kimse tarafından yapılması gerekmektedir. Senet üzerinde hak sahibi bulunmak senede malik bulunmak veya senet üzerinde bir ayni hakkın sahibi olması anlamına gelmektedir.
4. Elden Çıkmış Bulunan Senedin Zilyetliğinin Yeniden İktisabının Mümkün Olmaması:
Kıymetli evrakın zıyaında yukarıda da açıklandığı üzere kimin elinde bulunduğu bilinmekte ise veya bilinmesi mümkün ise istirdat davası açılması gerekir.
5. İptali İstenen Senedin İptalinin Mümkün Olması :
TTK, hangi senetlerin iptalinin istenebileceğini emredici hükümlerle belirlemiş bulunmaktadır. Senedin mutlaka ‘’İptali Mümkün bir Senet’’ olması gerekmektedir aksi halde kıymetli evrakın iptali talep edilemeyecektir.
KIYMETLİ EVRAK’IN ÇEŞİTLERİNE GÖRE İPTAL USULLERİ
Kıymetli evrakın niteliğine göre farklı usuller öngörülmüştür:
1. EMRE YAZILI SENETLERDE
Emre yazılı senetlerin iptaline ilişkin usul aşağıdaki belirtilmiştir;
İlk olarak TTK m. 757’ye göre rızası olmaksızın kıymetli evrak elinden çıkan kimse, borçlunun ödemeden men edilmesini mahkemeden talep edilebilir. Ödemeden men kararı resmi makamca alınacak bir karar mahiyeti dolayısı ile ancak rızası dışında elinden çıkan kimsenin talebi üzerine verilmesi mümkündür. Kararın verilmesinde yetkili mahkeme ödeme yeri mahkemesi olacaktır.
Senedi elinde bulunduran kişinin bilinmesi halinde mahkeme, ödemeyi men kararında aynı zamanda talep sahibine istirdat davası açılabilmesi için bir süre verir. Bu süre içinde istirdat davasının açılmaması durumunda mahkeme tedbiri yani ödemeden men emrini kaldıracaktır.
Yukarıdaki hususlar göze alındığında ‘’ödeme yasağı kararı’’ bir önleyici tedbir niteliğindedir yani ödeme yasağı kararı alınmaksızın bir iptal davası açmak mümkündür.
Yukarıda açıklanan tedbir aşamasından sonra daha önce de belirtildiği üzere senedi elinde bulunduranın bilinmesine veya bilinmemesine göre ‘’istirdat davası’’ veya ‘’iptal davası’’ açılır.
1.1. İstirdat Davası
Senedin kimin elinde olduğu biliniyorsa kişiye karşı istirdat davası açılacaktır.
Davada, davacının, senedin rızası dışında elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran kişinin kötü niyetini veya iktisabında ağır kusurlu bulunduğunda ispatlaması gerekir.
1.2. İptal Davası
Senedi elinde bulunduranın bilinmemesi durumunda veya senedin herhangi bir kimsenin eline geçmesi mümkün olmayacak şekilde zayi olması durumunda (yanması, kaybolması…) ödeme yeri mahkemesinde iptal davası açılması öngörülmüştür.
İptal Davası açılabilmesinin şartlarını aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:
a. Senedin kimin elinde olduğu bilinmemelidir.
b. İptali talep eden kimsenin senedin zıyaı anında, senedin ve sentteki hakkın sahip olması gerekir. (Malik, intifa hakkı, rehin hakkı)
c. İptali istenen senet ferdileştirilmelidir.
d. Senedin zayiinden önce zilyedi bulunulduğunu gösterecek kuvvetle muhtemel deliller göstermek gerekir.
e. Senedin zayii olduğunun inanılır bir biçimde ispat edilmesi gerekir.
Hâkim, yukarıdaki hususları değerlendirecek ve yapacağı araştırmalar sonucunda iddiaların doğruluğuna kanaat getirmesiyle beraber senedi eline geçireni belirli bir süre içinde mahkemeye getirmesi için ilan yoluyla mahkemeye davet eder. Belirlenen sürede davete uyulmaması durumunda senedin iptaline karar verileceği ihtar olunur. İlan Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yapılır. İlanda verilecek belirli süre en az üç ay ve en çok süre en çok bir yıl olacaktır.
Yapılan ilanlar sonucunda durumdan haberdar olan senedin mahkemeye getirir veya bu durum gerçekleşmez. Senet getirilip mahkemeye tevdi edilirse durum davacıya bildirilir ve davacıya istirdat davası açması için süre verilir. Verilen sürede dava açılmazsa verilen ödeme yasağı tedbiri kaldırılır.
İlan süresinin geçmesine rağmen, senet mahkemeye getirilmemişse senedin iptaline karar verilir.
TTK m. 765’e göre mahkeme iyi niyetle senedi iktisap edenleri korumamak amacıyla borçluya senet bedelini tevdi etmesini veya yeterli teminat karşılığında ödemesini emredebilir.
2. HAMİLE YAZILI SENETLERDE İPTAL USULÜ
TTK’nın 661. maddesine göre ‘’pay senetleri, tahviller, intifa senetleri, münferit kuponlar hariç olmak üzere kupon belgeleri, esas kupon belgelerinin yenilenmesine yarayan talonlar gibi hamile yazılı senetlerin hak sahibinin talebi üzerine mahkemece iptaline karar verilir.’’
Usulü hakkında dikkate alınacak hususlar aşağıdaki şekilde açıklanabilir:
a. Hamile yazılı senetlerin iptalinde de, borçlunun ödemesini engellemek için mahkemeden ‘’ödeme yasağı kararı’’ verilmesi talep edilebilir. Emre yazılı senetlerden farklı olarak bu talep ancak iptal davası açılmışsa dikkate alınır.
b. Yetkili mahkeme borçlunun ödeme yeri mahkemesi olacaktır, ancak şirket pay senetleri konusunda yetkili mahkeme şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir.
c. Davacının senedin zilyedi olduğunun ve zayi olduğunun kuvvetle muhtemel görülmesi gerekmektedir.
d. İddialar uygun görülürse mahkeme, bilinmemekte olan senedin hamilini ilan yoluyla belirli bir zaman içerisinde mahkemeye davet eder ve aksi halde senedin iptaline karar verileceğini duyurur. İlan Ticaret Sicili Gazetesi’nde üç defa yapılır.
e. İptali istenen senet verilen süre içerisinde mahkemeye getirilirse davacıya istirdat davası açmak için uygun bir süre verilir.
f. Senet, verilen süre içerisinde mahkemeye tevdi edilmezse iptaline karar verilir.
3. NAMA YAZILI SENETLERDE İPTAL USULÜ
Nama yazılı senetlerin iptali, TTK m. 569’da hüküm altına alındığı üzere hamile yazılı senetlerle aynı usule tabi tutulmuştur. TTK’nın aynı maddesinde düzenlendiği üzere borçlunun iradesiyle getirilebilecek bazı istisnalar düzenlenmiştir.
Buna göre nama yazılı poliçe, bono ve çekte; emre yazılı senetlerin iptaline ilişkin hükümler uygulanır. İpotekli borç senedine ve ipotekli irat senedine uygulanacak hükümler ise Medeni Kanun’un 839. maddesinde düzenlenmiştir.
3.1. Nama Yazılı Senetlerin İptalinde Borçluya Tanınan İmkânlar
TTK’nın 657. maddesinin 2. fıkrasında yer alan düzenlemeye göre ‘’Borçlu senette ilanların sayısını azaltmak veya sürelerini kısaltmak yoluyla iptal için daha basit bir usul uygulamasını öngörebilir.’’
Ayrıca borçluya ikinci bir imkân tanınmış ve ‘’özel iptal usulu’’ düzenlenmiştir. Borçlu, alacaklı kendisine senedin iptal ve borcun itfa olunduğunu gösterir, resmi olarak düzenlenmiş veya usulen tasdik edilmiş bir vesika verdiği taktirde senet verilmeden geçerli olarak ödeme hakkını sentte saklı tutabilir. Ancak bu durum sadece senedin kaybedildiği hallere mahsustur.