Gemi İpoteği Sözleşmesi; geminin maliki ile alacaklının anlaşarak bu anlaşmanın gemi siciline tescil edildiği ve alacaklıya da alacağı için ipoteği konu gemiyi satma yetkisi verdiği iki taraflı bir sözleşmedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde yapılarak, taraf imzalarının noterce onaylanması gerekmektedir. Bu anlaşma Gemi Sicil Müdürlüğü’nde de yapılabilir. Yürürlükten kalkan Türk Ticaret Kanunu’nda olmayan bu hüküm ile birlikte kanun koyucu Türk Medeni Kanunu(TMK) uyarınca taşınmaz ipoteğinin tapu sicil müdürlüğünde kurulması ile paralellik kurmayı hedeflemiştir. Bu şekillerinden birisine uyulmadan yapılan gemi ipoteği sözleşmesi kesin hükümsüz olacaktır. Yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nda da belirtildiği üzere gemi siciline yapılan tescil kurucudur. Gemi siciline tescil edilmeyen bir gemi ipotek sözleşmesi dolayısıyla geçerli bir şekilde kurulmuş gemi ipoteğinden söz edilemeyecektir. Yabancı bir ülkede iktisap edilip de Türk Gemi Siciline veya Türk Uluslararası Gemi Siciline tescil edilmemiş olan gemilerde bayrak şahadetnamesine şerh de tescil hükmünde kabul edilmektedir.
Taraflar arasında akdedilen bu gemi ipoteği sözleşmesinin sebebe bağlı(illi) ya da soyut olduğu konusunda bazı tartışmalar mevcuttur. Bizim de katıldığımız görüş uyarınca; gemi ipoteğinin taşınmaz ipoteği hükümleri ile paralellik arz ettiği hatta kimi yerlerde kesiştiğinden bahisle taşınmaz ipoteği için geçerli olan illilik prensibinin gemi ipoteği sözleşmesi için de geçerli olduğu daha yerinde bir düşünce olacaktır. İllilik eş söyleyişle sebebe bağlılık prensibi; taraflar arasındaki ipotek ilişkisini gerçekleştiren sözleşme herhangi bir şekilde sakat ise tescil de sakat olacaktır. Bu durumda yapılan tescil de yolsuz tescil haline gelecektir.